Acaba neden insanlar başlangıçta hep mutsuzdur? İç alemlerinde mutsuzdurlar, dış alemlerinde mutsuzdurlar, Allah ile olan ilişkilerinde mutsuzdurlar. Neden? Çünkü nefsleri afetlerle dolu. Nefs ve ruh kavramlarına dikkat edin. Nefsiniz 19 tane afet taşır bünyesinde. Ruhunuz da 19 tane haslet taşır. Nefsinizde isyan, ruhunuzda itaat. Nefsinizde nefret, ruhunuzda sevgi. Nefsinizde cehalet, ruhunuzda, ilim...
12.2- İNSANLAR NEDEN MUTSUZDUR
Öyleyse ne olur, afetleri hepsinin karşılığı ruhunuzda pozitif olarak var. Öyleyse bütün negatifler nefsinizde, bütün pozitifler ruhunuzda toplanmıştır.
Eğer afetlerin istediği oluyorsa siz iç aleminizde mutsuzsunuz, dış aleminizde mutsuzsunuz, Allah ile olan ilişkilerinizde mutsuzsunuz.
12.2- İNSANLAR NEDEN MUTSUZDUR
Öyleyse ne olur, afetleri hepsinin karşılığı ruhunuzda pozitif olarak var. Öyleyse bütün negatifler nefsinizde, bütün pozitifler ruhunuzda toplanmıştır.
Eğer afetlerin istediği oluyorsa siz iç aleminizde mutsuzsunuz, dış aleminizde mutsuzsunuz, Allah ile olan ilişkilerinizde mutsuzsunuz.
Neden mutsuzsunuz? Çünkü nefsinizde sadece afetler söz konusu olduğu için, nefsiniz (Allahû Tealâ'dan emir gelmişse), onların kesinlikle uygulanmamasını ister. Allah'ın emirlerini yapmamanızı ister. Allah neyi yasak etmişse onları da mutlaka işlemenizi ister. Şeytan ve nefsinizdeki afetler bir bütün oluştururlar. Şeytan, nefsinizin zaten negatif olan afetlerini daha da azdırıp, sizi devamlı günah işlemeye iten bir özelliğin sahibidir. Başarabilir mi? Çoğu zaman. Nasıl? Vücudunuzun kumandanı aklınızdır. Ama düşünün ki aklınız, Allah'ın bütün yasaklarının normal olarak işlendiği, Allah'ın emirlerinin ise hiç yerine getirilmediği bir alemde şuur kazanmıştır.
Olaylardan etkilenerek şekillenmiştir. Allahû Tealâ içkiyi mi haram etmiş, etrafınızda herkes içki içiyor. Allahû Tealâ kumarı mı haram etmiş? Herkes kumar oynuyor. Öyle bir ortamda iseniz, o zaman nefsinizin birçok talebine aklınızın yeşil ışık yaktığını göreceksiniz. Nefsinizin birçok talebini aklınız kabul edecek. Kabul ederse, o zaman sizin için o şerri, Allah'ın yasak ettiği fiili işlemeniz söz konusu olur. Çünkü aklınız onun işlenmesini uygun görmüştür. Sonuçta ruhunuz nefsinize azap edecek ve Allahû Tealâ da her işlediğiniz şerr sebebiyle, sizi azaplandıracaktır.
Sevgili okuyucular, bir insan nefsi ve ruhu itibarıyla iki ayrı cepheyi oluşturuyor. Nefs devamlı olarak aklınızdan Allah'ın emirlerinin işlenmemesini ister. Aklınız bunu kabul ettiği anda, Allah'ın bir emrini işlemezsiniz; yerine getirmezsiniz. Getirmediğiniz anda içinize bir huzursuzluk mutlaka çökecektir. Bu Allah'ın size verdiği ilk azaptır. Arkadan ruhunuz nefsinize azap edecektir. "Aklını kullanmayana azap ederim." diyor Allahû Tealâ. Aklınızı kullanmak için de Kur'ân-ı Kerim'i indirmiş, emirlerini koymuş. Yerine getirmiyorsunuz. Yerine getirmeyince mutlaka azabı tadacaksınız. Bu azap, huzursuzluk şeklinde tecelli eder, manevi bir azaptır. Azabı tattığınız zaman siz huzursuz bir insansınız. Allah'ın emrini yerine getirmiyorsunuz, iki ayrı azap yaşıyorsunuz. Birini Allahû Tealâ veriyor, birini ruhunuz veriyor. Niçin Allahû Tealâ ruha böyle bir yetki vermiş? Çünkü ruhunuz Allah'a ulaşmak için büyük bir arzunun sahibidir. Ama nefsiniz şerri işlediği sürece, ruhunuzun Allah'a ulaşması hiçbir şekilde mümkün değildir.
Sevgili okuyucular, bir insan nefsi ve ruhu itibarıyla iki ayrı cepheyi oluşturuyor. Nefs devamlı olarak aklınızdan Allah'ın emirlerinin işlenmemesini ister. Aklınız bunu kabul ettiği anda, Allah'ın bir emrini işlemezsiniz; yerine getirmezsiniz. Getirmediğiniz anda içinize bir huzursuzluk mutlaka çökecektir. Bu Allah'ın size verdiği ilk azaptır. Arkadan ruhunuz nefsinize azap edecektir. "Aklını kullanmayana azap ederim." diyor Allahû Tealâ. Aklınızı kullanmak için de Kur'ân-ı Kerim'i indirmiş, emirlerini koymuş. Yerine getirmiyorsunuz. Yerine getirmeyince mutlaka azabı tadacaksınız. Bu azap, huzursuzluk şeklinde tecelli eder, manevi bir azaptır. Azabı tattığınız zaman siz huzursuz bir insansınız. Allah'ın emrini yerine getirmiyorsunuz, iki ayrı azap yaşıyorsunuz. Birini Allahû Tealâ veriyor, birini ruhunuz veriyor. Niçin Allahû Tealâ ruha böyle bir yetki vermiş? Çünkü ruhunuz Allah'a ulaşmak için büyük bir arzunun sahibidir. Ama nefsiniz şerri işlediği sürece, ruhunuzun Allah'a ulaşması hiçbir şekilde mümkün değildir.

Yorumlar
Yorum Gönder